Asit, peritoneal boşlukta anormal sıvı birikimini ifade eder ve genellikle portal hipertansiyon (karaciğer sirozu veya akut karaciğer yetmezliği gibi durumların sonucu) ve/veya hipoalbüminemi (nefrotik sendrom gibi) ile ilişkilidir. Ayrıca, kronik kalp yetmezliği, abdominal visseral inflamasyon (pankreatit gibi) ve maligniteler de asit oluşumuna yol açabilen diğer etkenlerdir. Klinik bulgular arasında progresif abdominal distansiyon, değişken dulluk ve pozitif sıvı dalga testi yer alır; bazı hastalarda akut inflamasyona bağlı karın ağrısı da görülebilir. Tanısal süreç, altta yatan etiyolojiyi belirlemeye ve asit sıvısının enfekte olup olmadığını değerlendirmeye yönelik görüntüleme yöntemleri (abdominal ultrason veya karın-pelvik BT) ve tanısal parakentez ile asit sıvısı analizi içerir. Serum-asit albumin gradyanı (SAAG), altta yatan nedeni belirlemek için kritik öneme sahiptir; yüksek SAAG, asidin portal hipertansiyona bağlı olduğunu gösterirken, asit sıvısında ≥ 250 hücre/mm³ nötrofil sayısı spontan bakteriyel peritoniti (SBP) işaret eder ve acil antibiyotik tedavisi gerektirir. Asit tedavisi, altta yatan nedenin tanımlanması ve yönetilmesi, diyet sodyum kısıtlaması ve diüretik tedavi ile yürütülür; gerilimli ve dirençli asit durumlarında terapötik parakentez gerekebilir. Karaciğer sirozu olan ve asit geliştiren hastalar için karaciğer nakli bir tedavi seçeneğidir ve dirençli asit tedavisinde transjuguler intrahepatik portosistemik şantlar (TIPS) ile peritoneovenöz şantlar da düşünülebilir.
Asit
Daha fazlasını okumak ister misiniz?
Bu özel yazıyı okumaya devam etmek için dahiliye.info sitesine abone olun.