Akut Respiratuvar Distres Sendromu (ARDS), akciğerlerdeki pulmoner hasara karşı gelişen şiddetli bir inflamatuvar reaksiyon olarak tanımlanır. Sepsis en sık etiyolojik faktör olmakla birlikte, pnömoni ve aspirasyon gibi çeşitli sistemik ve pulmoner faktörler de ARDS'ye yol açabilir. ARDS'nin klinik olarak ani başlangıçlı siyanoz, dispne ve takipne ile kendini göstermesi tipiktir. ARDS’nin başlıca bulgusu, azalmış arteriyel oksijen basıncıyla karakterize hipoksemik solunum yetmezliğidir ve bu durum hiperkapnik solunum yetmezliğine ilerleyebilir. Göğüs radyografisinde, yaygın bilateral infiltratlar izlenir. ARDS’nin ayırt edici laboratuvar bulgularından biri, PaO2/FiO2 oranının ≤ 300 mm Hg olmasıdır. Tedavi yaklaşımları, yeterli oksijenasyonun sağlanmasına odaklanır ve sıklıkla entübasyon ve akciğer koruyucu mekanik ventilasyon gerektirir. Ayrıca, ARDS'ye neden olabilecek tedavi edilebilir etiyolojik faktörlerin yönetimi de önemlidir. Yeterli tedaviye rağmen, ARDS akut olarak hayatı tehdit edici bir tabloya sahip olup, yüksek mortalite oranına sahiptir. Çoğu hasta, başlangıçtan sonraki haftalarda önemli ölçüde iyileşme gösterse de, bazı vakalar pulmoner fibrozise ilerleyebilir ve bu durum hastanede yatış süresini uzatıp semptomların iyileşmesini geciktirebilir.
Akut Respiratuvar Distres Sendromu (ARDS)
Daha fazlasını okumak ister misiniz?
Bu özel yazıyı okumaya devam etmek için dahiliye.info sitesine abone olun.