Antikoagülanlar, tromboembolik olayların tedavisinde ve önlenmesinde kullanılan ilaçlardır. En yaygın oral antikoagülanlar, vitamin K antagonistleri olan warfarin ve fenprokumon gibi ajanlardır. Son yıllarda, vitamin K antagonisti olmayan oral antikoagülanlar (dabigatran, rivaroksaban, apiksaban ve edoksaban gibi) da popülerlik kazanmıştır. Vitamin K antagonistleri, vitamin K epoksit redüktaz enzimini inhibe ederek karaciğerde pıhtılaşma faktörleri II, VII, IX ve X ile protein C ve protein S'nin karboksilasyonunda gerekli olan aktif, indirgenmiş vitamin K formunun sentezini engeller. Bu etkinin birkaç gün sürmesi, kesin doz ayarlamasını zorlaştırır ve düzenli izlem gerektirir. Ayrıca, vitamin K antagonistleri sitokrom P450 (CYP) enzimleri tarafından metabolize edildiğinden çok çeşitli gıdalar ve ilaçlarla etkileşime girebilirler. Vitamin K antagonisti olmayan oral antikoagülanlar ise daha seçici bir şekilde trombini (dabigatran) veya faktör Xa’yı (rivaroksaban, apiksaban, edoksaban) inhibe ederek etki gösterir. Daha kısa yarı ömürleri ve daha az etkileşim potansiyelleri nedeniyle, bu ilaçların kullanımı warfarine kıyasla daha kolay olup, etkinlik ve güvenlik açısından düzenli izleme gerektirmez. Bununla birlikte, tüm bu ilaçlar için doz bağımlı kanama riski göz önünde bulundurulmalı ve özellikle hemostazı etkileyen aspirin, klopidogrel, tikagrelor gibi diğer ajanlarla birlikte kullanıldıklarında dikkatli olunmalıdır.
Oral anti-koagülanlar
Daha fazlasını okumak ister misiniz?
Bu özel yazıyı okumaya devam etmek için dahiliye.info sitesine abone olun.